27 Mayıs 2024 / Gölcük Haber Gazetesi
“ABD’de Yale Üniversitesinde bilim dünyasına 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramı kazandırarak 28 yaşında profesör olan Oktay Sinanoğlu “Türkçe giderse, Türkiye gider.” diyor, eğitimde yabancı dilin kullanılmasına karşı çıkıyordu.”
* * *
Dil, bir milletin ortak değeri ve yaşam felsefesidir. Atatürk, yeni bir Cumhuriyet temelinin, millî bir dil anlayışı kurmak ile gerçekleşebileceğine inandığı için eğitim dili ve resmî dil olarak Türkçenin sorunlarını öncelikli olarak çözme yoluna gitti. Bunun için Dil Devrimi’ni gerçekleştirdi, Türkçenin sadeleştirilmesi/özleştirilmesine önem verdi.
Bu amaçla da 12 Temmuz 1932 yılında Türk Dil Kurumu kuruldu ve söz konusu sorunların çözülmesine çalışıldı. Çalışmalar kapsamında öz Türkçecilik, tasfiyecilik, uydurmacılık, Osmanlıcacılık, dil faşizmi gibi Türkçe dil tartışmalarına yönelik değerlendirmelerde bulunulmuş, Türkçenin güncel sorunlarına dikkat çekilmesi hedeflenmişti.
Bugün geldiğimiz noktada MEB yeni müfredatının adı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli.” Dilde ve ders içeriklerinde sadeleştirme benimseyen MEB Bakanı yeni müfredatın adını bu şekilde duyurdu.
Maarif?
Maarif kelimesi, Osmanlıdan günümüze gelmiş Arapça kökenli bir kelime. Maarif kelimesi Osmanlı döneminde milli eğitim için kullanılan ve kültürel sosyal olarak ilim anlamına gelen bir kelime. Maarif Nazırlığı da eski dönemlerde milli eğitim bakanlığı olarak kullanılan bir kelime dizisi. ‘Müfredat’ kelimesinin de ondan farkı yok. Bu durumda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin kendisini bundan sonra Maarif Nazırı olarak ifade ederse de şaşırmamak lazım demek ki…(!)
1 yıl değil 10 yıldır üzerinde çalışılan bir ürün olarak sunulan yeni müfredat programı için öğretmenler, akademisyenler, STK’lar, siyasiler başta birçok farklı kesimden tepkiler geldi. Gelen tepkilerin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca dikkate alınıp, taslağın değiştirilip değiştirilmeyeceği belli değil ama görünen o ki; kelimeler dahil yapılacak yalınlaştırma asıl olarak kelimelerin öz’ünden değil programlarda Türk ve Atatürk kelimelerinin azaltılması ile ‘milli’ değerlerimizden oluşacak.
Öyle olmasa Arapça kökenli ‘maarif’ kelimesi ile Fransızca kökenli ‘model’ kelimeleri, sadeleştirilmeye çalışılan müfredatın başlığı olabilir miydi?
Diğer taraftan acaba başlıklar ile uğraşırken içerideki ‘öz’ü tamamen kaçırıyor olabilir miyiz? Aman dikkat…!
Bu Cumhuriyet; 23 Nisan ile bugünün çocuklarına, 19 Mayıs ile şimdinin gençlerine emanet. Emanete sahip çıkabilmek ve bu bilinçle yeni ve ‘milli’ nesiller yetiştirebilmek için tüm detaylara dikkat etmek gerekli.
Başlıklar ile oyalanırken Atı alan Üsküdar’ı geçmesin!