ENOSAD’dan rekabet öncesi işbirliği çağrısı:
“Katma değer” sıçraması proje ortaklığıyla gelecek
Levent AKBAY – 06.05.2024 – Nasıl Bir EKONOMİ Gazetesi – Reel Sektör Masası Köşesi
Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği ‘Enosad’ otomasyonda katma değer sıçraması sağlamak için üyelerine hukuki altyapısı hazırlanmış ‘proje ortaklığı’ ile güçlerini birleştirme çağrısında bulundu. Model tutarsa anahtar teslim tesis projeleri içinde yer alan otomasyon paketlerinin yurt dışına kaçması önlenecek. Otomasyon katma değeri yurtta kalacağı gibi, orta-yüksek teknoloji üretimi artarak ‘yükte hafif – pahada ağır’ ihracatı destekleyecek.
Örnek sözleşmeler 115 üyenin görüşüne sunulacak
Enosad Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Atıl ‘rekabet öncesi işbirliği’ olarak nitelendirdiği ‘proje ortaklığı’ için örnek sözleşmeler hazırlandığını, fiili işbirliği için derneğin 115 üyesinin görüşlerine sunulacağını söyledi. Türkiye’de son kullanıcının tek muhatap istediğini, bu nedenle bir çok yatırım projesinde otomasyon kısımlarının yurt dışına kaçtığını ifade eden Atıl, “Biz de birbirini tamamlayan firmalarla güç birliği sağlayıp müşteri karşısına platformla çıkarak Türkiye’de kalan katma değeri artırmayı hedefliyoruz.” dedi. Proje bazında ortaklığın firmalara ana yüklenici ya da konsorsiyumun bir üyesi olması şansını vereceğini kaydeden Atıl, yerli firma ve yerli sistemlerin yedek parça, servis ve maliyetler konusunda avantajları olduğuna dikkat çekti. Yerli mühendislik firmalarının küresel rekabetteki yeterliliklerini değerlendiren Tunç Atıl: “Biz tamamen her şeyi Türkiye’de yapacağız demek gerçeğe aykırı zaten. İhracat odaklı çalışan firmaların geneli uluslararası iyi bilinen markalarla birlikte çalışmayı tercih ediyor. Önemli olan Türkiye’deki mühendislik katma değerinin artarak kullanılması devam etmesi” dedi.
Enosad üyesi yerli mühendislik firmalarının kendilerini geliştirdiklerini vurgulayan Tunç Atıl, “Bu ağı ulusal ve uluslararası piyasada en iyi şekilde değerlendiriyorlar. Bu bilinçte olan firmalar ki biz bunun sektörün yüzde 80’ini temsil ettiğine inanıyoruz. İçimizde dünya çapında firmalar da var.” diye konuştu.
– Banka projenize değil ipoteğinize bakıyor
Sanayide dönüşüm:
Döküm, demir çelik ve çimento gibi sektörlerdeki knowhow’ını, tesislerini, birikimini daha az gelişmiş ülkelere nakledecek. Türkiye yükte hafif, pahada ağır, yüksek katma değerli sektörlere yönelecek. Tek problem bunun hangi hızda gideceği.
Teknolojinin seviyesi:
Bilgi artık kolay ulaşılabilir durumda, insanımız bunu çok iyi değerlendirebilir. Örneğin yazılım konusunda oyun sektörü patlama yaptı. Bunu genele yayabilmek lazım. Genel yayarken de iyi eğitilmiş genç kuşağı Türkiye’de tutmak ve doğru kanalize etmek gerekiyor.
Kısa vadeli düşünme sorunu:
Türkiye’de çoğumuz günü kurtarmakla uğraşıyoruz. Maksimum iki yılda geri dönecek yatırımlara yöneliyoruz. Orta, uzun vadeli adım atamıyoruz, gelecek endişesi var. Yatırım ortamının iyileşmesiyle uzun vadeli düşünülebilir. Devlet
uzun vadeli ve düşük faizli krediler verebilir.
Çok iyi bir projeniz var ama:
Hiç bir yerden destek almıyoruz. Banka sizin projenize değil ipoteğinizin olup olmadığına bakıyor. İpotek değeri ile ölçülen bir ülkede, bu tarz projelere ayrılması gereken kaynaklar bankalara ipotek olarak gösterilebilecek verimsiz arsa ve bina yapımlarına gidiyor.