“Çocuğunu kaybeden anne için, her gün ilk gündür”
23 Eylül 2024 / Gölcük Haber Gazetesi
1 aydan fazla bir süredir ülke gündeminde olan, toplumun baskısı ile güncelliğini koruyan ‘ve artık ‘Narin’ davası olarak bilinen, ucu nerelere dokunacak bilinmez ama, bu olay bir sembol oldu. Bu sadece ‘Narin’ davası değil, köyde kaybolan ve akıbeti bile bilinmeyen, hatta araştırılmaya bile gerek duyulmamış 15 kişinin de adı ‘Narin’dir.
Zaten öyle de acı bir tesadüftür ki Tavşantepe Köyü’nde geçmiş yıllarda ölümünün gerçekleştiği 15 çocuğun 9’u Narin’in anne tarafından akrabası çıktı. Aile bildiğiniz ‘kurbanlık’ misali hayata getiriyor, çok uzun sürmeden hayata gelenler hayattan kopuyor, kopartılıyor… Çoğu ne yazık ki kız çocuğu ve henüz bebekken ölenler, henüz koşup oynayamadan ölenler… Ölen çocukların yaşlarına baktığınız zaman neredeyse Narin çok bile yaşamış diyorsunuz…
Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi’ne bağlı ve yaklaşık 90 hanesi bulunan Tavşantepe Mahallesi’nde 2023 verilerine göre 445 kişi yaşıyormuş. Bunların 230’u erkek, 215’i kadın. 2008 yılında 404 olan köyde2015’te nüfus artışı oluyor ve 434 oluyor. 2018’de 487 oluyor. Sonra bir nedenle artış duruyor hatta 2018’den sonra belli bir düzende azalmaya başlıyor. Ölümlerin ise ne yazık ki bir çoğu kadın ve çocuk…
* * *
Katledilen Narin 4 kardeşmiş. 2’si kız, 2’si erkek. Abla zaten artık biliyorsunuz merdivenden düştü denilen sonra zatürreden öldüğü anlaşılan, şüpheli ölümle hayattan koparılan. Gitti mi 2 kız çocuk, üstelik de aynı aileden ve bu kızları doğuran kadın… Sahte gözyaşları, sahte ağlamalar…
Sırf bu çocukları dünyaya getirdiği için bu kadına ‘anne’ diyemezsiniz. Annelik gerçekten çok kutsaldır. Asla yeri doldurulamayacak yüce bir varlıktır anne, evladını kendi gözünden bile sakınır anne…
Birini kurban ettin, acısı içinde, ikincisini nasıl edersin, nasıl ses çıkarmazsın be kadın?..
* * *
“Çocuğunu kaybeden anne için her gün ilk gündür. Bu ızdırap hiç yaşlanmaz” der, Victor Hugo…
Narin’i dünyaya getiren kadın için bunu söylemek tabii ki mümkün değil. Oysa ki çocuğu kaybolan ama ondan bir haber alabilme umudu ile eylemlerini sürdüren, bu süreçte hayatını kaybeden kadınlar var, ‘ANNE’ler var. Ellerinde kaybolan çocuklarının fotoğraflarıyla sessiz oturma eylemini başlatalı bu hafta sonu Cumartesi itibari ile 1017 hafta oldu ‘Cumartesi Anneleri’nin…
Cumartesi anneleri yaşlansa, aralarında çocuğundan bir haber alma umuduyla gözlerini hayata kapatanlar olsa da, kalplerindeki ızdırap hiç yaşlanmadı… Onlar ızdırapları ile mücadelelerine, her şeye rağmen devam ediyorlar. Anne mücadele eder, hele de sözkonusu evladı ise; anne için kız çocuğu da birdir, erkek çocuğu da birdir. Bir anne, kızını feda edip oğlu var diye anne olmaz, olamaz.
* * *
‘Narin’in köyünde şüpheli bir şekilde 15 çocuk kayıp. Yıllardır insanlar kendi kaybolan, öldürülen evlatları için ses çıkarmamışlar, kabullenmişler, şimdi iyi niyet içerisinde bizler köydekilerin konuşup ‘Narin’ olayını aydınlatmasını bekliyoruz. Kendi evlatlarını hiçe sayan Köy, Narin’i ne kadar umursuyordur sizce? Peki ya Devlet? Basın bu her gün ve bu kadar çok bu ‘Narin’ olayının üstüne gitmese idi bu olay da diğerleri gibi kapanır mıydı, kapatılır mıydı sizce?
Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği Merkezi’ne göre son iki buçuk yılda en az 64 çocuk Narin gibi yaşamını yitirmiş; çocuk cinayetleri ve ev içi şiddet temelli cinayetlere şüpheli ölümler de eklendiğinde iki buçuk yılda en az 133 çocuk hayatını kaybetmiş…